Seks pozitif pornografinin tek kazananı erkeklerdir.
2000’lerde, boşa harcanmış gençliğimin bir döneminde, Londra Köprüsü yakınındaki bir fetiş kulübünün müdâvimiydim. Kulüp sahipleri, benim ve benim gibi kadınların kulübe ücretsiz bir şekilde girmesine müsâade ediyorlardı. Çünkü gece kulüpleri, para birimleri kadın olan bir seks, para ve beden pazarıdır.
Kulüpteki erkek ziyaretçiler, rol icabı olarak aşağılanırlarken benim ‘ipleri elinde tutuyormuş’ ve ‘güçlüymüş’ gibi davranmam gerekiyordu. Ancak diğer tüm açılardan işletme, asırlardır süregelen modeli izliyordu: harcayacak parası olan, etraflarını genç kadın bedenleriyle çevrelemeye hevesli erkekler.
Ardından büyük bir yaygara koparılan Cardi-B’nin Wap şarkısı bana bu aşağılık kesiti hatırlattı. Hani şu açık seçik sözleri ve tuhaf, pornografik bir klibe sahip olan; muhafazakarları inciten ve kültür savaşı tartışmalarının telaşını peyda eden o şarkı.
Çocuklar, güçlü bir baba figürü ve Tanrı olmaksızın yetiştirildiğinde olacak şey Cardi B ve Megan Thee Stallion’dur. Eskazâ duyduğum WAP şarkısı, kulaklarıma kutsal su dökmeyi istememe sebep oldu, eğer örnek aldıkları buysa, müstakbel kızlarımız adına üzülüyorum.
— James Bradley For US Senate (@JamesBradleyCA) August 7, 2020
Ben Shapiro’nun şarkı sözlerini okuyan Dj remixi bence orijinalinden çok daha iyi, bu da size bugünlerde ne kadar orta yaşlı ve yavan biri olduğumu gösteriyor. Ben Shapiro’yla kafa bulmak epey kolay olsa da, bana anlamsız gelen şey şarkının pop-feminist savunmasıydı — en azından seks, güçlendirme ve diri göğüsler arasındaki meçhul ilişkiye dair kendi anılarım ışığında bunu söyleyebilirim.
Tık tuzağı, Senior Identities editörü Brittney McNamara’nın “Ben Shapiro’nun kadınların cinselliğinden ürktüğünü” iddia ettiği Teen Vogue’dan daha fazla pop-feminist olamaz. Bu görüşün kökeni, kadınların, kadın arzusunun daha aktif ve gündelik fikri lehine ‘iffetli’ ve pasif olma fikrinden kopmaya başladıkları 1960’ların ve 70’lerin cinsel devrimine dayanmaktadır. Bu arzu, Erica Jong'un 1973 tarihli Fear of Flying romanında kullandığı "fermuarsız seks" tabiriyle özetleniyor:
Fermuarsız seks bütünüyle saftır. Gizli motivasyonlardan arınmıştır ve hiçbir güç oyunu içermez. Adam "almıyordur" veya kadın "vermiyordur". Kimse kocasını aldatmaya ya da karısını aşağılamaya çalışmıyordur. Hiç kimse bir şey kanıtlamaya veya kimseden bir şey alamaya çalışmıyordur. Fermuarsız seks, var olan en saf şeydir. Ve tek boynuzlu attan bile daha ender görünür.
Jong’un romanı cinsel olarak tatmin edici olmayan evliliklerde sıkışıp kalmış birçok kadını etkiledi. Birçoğu, ikinci dalga kadın özgürlüğünün temel direği haline gelen ilişkiler, cinsel faillik ve bedensel özerklik lehine tek eşliliğin izlerine başkaldırmayı denedi.
Fermuarsız seks, Jong’dan bu yana çok yol aldı. Özellikle de 60’lardan beri feministler tarafından kadın cinselliğine adanmış fikirsel birikimi büyük ölçüde bir kenara atan ve bugünlerde ortaya çıkmış olan ana akım görüş, kadın ve erkek cinselliğini ataerkil baskı haricinde büyük oranda benzer görüyor.
Bize söylenen erkeklerin bizi bol kıyafetler giymeye ve onlarla evlenmeye zorlayarak baskıladığıydı, böylece kimin çocuğun taşıdığımızdan emin olacaklardı. Fakat kadınlar ekonomik bağımlılıktan, hamilelik riskinden ve Ben Shapiro’dan kurtulur kurtulmaz cesur kıyafetler giyip kameralar önünde raks ederek kendilerini güçlendirmekten başka hiçbir şey istemeyeceklerdi.
Gerçek hayatta ise Tinder gibi takılma uygulamalarının da yardımıyla, bugün koşulsuz-bağsız seks her iki cinsiyetten gençler için de bir sosyal normdur. Peki kadınların gerçekten istedikleri şey fermuarsız seks (ya da ultra sıkı, silinerek temizlenebilen iç çamaşırları) mi? 1972’de, Jong’un bu terimi şöhrete kavuşturmasından bir yıl önce biyolog Robert Trivers, kadın ve erkeklerin fermuarsız seks’e olan ilginin kültürel asimetrisini araştırmaktaydı.
Çalışmalar, farklı kültürler arasında erkeklerin bağlayıcı olmayan takılmalara kadınlardan daha çok düşkün olduğunu gösteriyor. Trivers’in ebeveyn yatırım teorisi, bunun patriyarkal bir dayatma olmadığını iddia ediyor. Tam tersine bunun evrensel bir dayanağı var: Birçok türde, yavrusunu yetiştirmek için en çok zaman harcayan ebeveyn, üreyeceği zaman ve kişi konusunda daha seçici davranmaktadır. Aslında araştırmalar üstüne araştırmalar gösteriyor ki kadınlar erkeklerden çok daha seçicidir (sadece insanlarda değil, hayvanlarda da durum böyle) ve bu fark son derece eşitlikçi toplumlarda bile mevcuttur.
Kulağa mantıklı geliyor. Doğum kontrolü yeni bir buluşken insan tercihleri bin yıldır evriliyor. Eğer seks hamileliğe yol açıyorsa ve hamilelik, sadece kadınlar için, en azından on yıllık bir çocuk bakımına neden oluyorsa, o zaman kahretsin, etrafınızda kalmaya niyetli gibi görünen ve kaynaklara sahip olan biriyle müstehcen şeyler yapmayı tercih edeceksinizdir. Her ne kadar teoride doğumla neticelenmeyen seks imkânına sahip olsak da bin yıllık tercihlerimiz bir gecede yok olmayacak.
Cinsiyet eşitlikçileri, bu ihtimali göz ardı ettiler. Aksine, pantolonunuza girmek isteyen her erkekten evlilik veya uzun vadeli bağlılık gibi kavramları ataerkinin yadigarı olarak görüp reddetmek konusunda cesaretlendiriliyoruz.
Sonuçta, kadınlar doğurganlıklarını kontrol edebiliyorlar, artık cinselliğimizi kısıtlamamıza bir gerek yok, değil mi? Yani, kadınların seks yapmak kadar duygusal bir ilişki istemesine sebep olan şey ataerkil koşullanmadan ziyade evrim olsa dahi, bizler akılsız hayvanlar değiliz. Bizim amaçlarımız var. Öyleyse modern kadınlar, Tinder takılmacaları ve oyun havuzlarında twerk yapmak lehine can sıkıcı evrimi de ataerki gibi sonlandırabilir.
Ancak sırf bir şeyi teoride istememiz, ondan pratikte zevk alacağımız anlamına gelmiyor. Araştırmalar, yakınlığın cinsel tatminin en iyi göstergesi olduğunu — ve özellikle kadınların bağlı, samimi ve duygusal ilişkiye dayalı cinsel birliktelikleri tercih ettiklerini gösteriyor.
Kadınlar, sözde eşitlikçi bir yaklaşımı benimseyerek aslında duygusal bağ içeren bir cinsellik için evirilmiş ortak arzularını bastırıyorlar. Birçok kadını sefil duruma getiren bir şey bu. Daha da kötüsü, kadın cinselliğinin erkek cinselliğinden ciddi biçimde farklı olabileceği ihtimalini küçümseyerek ve kadınları boş, hayal kırıklığına uğratan sekse teşvik ederek onlara daha büyük bir kötülük yapıyoruz. Çünkü simetrik olmayan erkek ve kadın arzularına simetrikmiş gibi yaklaşarak aslında bir başka asimetriyi kamufle ediyoruz –yirmili yaşlarımın başında fetiş kulüplerine ücretsiz girmemi sağlayan asimetriyi.
Sanki kadınlar ve erkekler birbirlerinin bedenini benzer biçimlerde objeleştiriyorlar-mış gibi davranabiliriz. Ancak erkek cinsel uyarılmasının kadınınkinden daha farklı olduğu ve erkeklerin kadınlara göre görsel olarak daha çok uyarıldığı kanıtlanmış bir şey. Erkekler sürekli -yine evrensel nedenlerden dolayı- doğurganlığının zirvesindeki kadınlarla ilgilenirler. Basitçe, bu da erkeklerin çekici ve genç olan karşı cinse görsel ve cinsel erişim kazanmak için kadınlardan çok daha fazla motive oldukları anlamına geliyor. Hiç kimse (en azından heteroseksüel ortamlarda) 22 yaşındaki iyi yapılı genç erkeklerin gece kulüplerine ücretsiz girmesine izin vermez.
22 yaşındaki benliğimin de onaylayacağı gibi, bu kadınlara bir nebze de olsa güç veriyor. En azından bir süreliğine erkekler sizin büyünüze kapılmış gibi gözüküyorlar ve bugünün “güçlendirilmiş” versiyonu bunu kadın gücünün meşru bir kaynağı olarak görüyor. Cardi-B’nin de dediği gibi “o penise binerken bir araba isteyin.”
Bu dinamiğin reductio ad absurdum’u, genç kızlar arasında reşit olana kadar Instagram’da albenili içerikler paylaşma, ardından on sekiz olur olmaz simp erkekleri onlara çıplak fotoğrafları için para gönderebilecekleri Onlyfans (Patreon’un kullanıcı bazlı ve pornografik versiyonu gibi düşünün) platformuna çekme eğiliminin yaygınlaşmasıdır.
İşte burada “resmî cinsiyet eşitlikçilerinin” neyi gizlemeye çalıştıklarını görüyoruz. OnlyFans aracılığıyla kendilerini objeleştiren genç kadınlar durup “eğer hepimiz aynıysak neden zengin orta yaşlı kadınları tatmin etmek adına soyunan iyi yapılı genç erkekler için eşit derecede aç bir pazar yok?” diye sormuyorlar.
Gerçek şudur ki seks, eşitlikçi olamaz. En azından kadınların ve erkeklerin aynı arzulara ve önceliklere sahip olması anlamında bir eşitlik mümkün görünmüyor. Biz evrimleşmiş hayvanlarız; evrim açısından hiçbir şey seksten ve üremeden daha esas durumda değil ve erkeklerle dişilerin üremede üstlendikleri farklı roller bizi başka önceliklerle baş başa bırakıyor. Bu elbette irademiz olmadığı anlamına gelmez, ancak soyut bir eşitlikçilik adına hayvan doğamızın göz ardı edilmesi kadınların orantısız biçimde zarar görmesiyle sonuçlandı.
McNamara, agresif, acımasız ve istismarcı cinselliği güzelleyen şarkı sözlerinin daha çok erkek izleyicilere yönelik olduğunu kısaca değerlendirdiğinde Teen Vogue, neredeyse buna varmak üzereydi. Ancak McNamara, bu düşüncesinin peşinden gitmek yerine Emma Watsonesk ‘seçim’ feminizmine, yani kadınların yaptığı her şeyi ‘güçlendirme’ olarak gören feminizme sığındı. "Erkek bakışına hitap edip etmediği önemli değil, asıl olan Megan ve Cardi’nin ‘güçlü’ hissedip hissetmediği" diyerek sinsice gülüyor McNamara.
Pesimist biri, belki genç kızların bu videoyu izledikten sonra erkek arkadaşlarının ilgisini kaybetmemek için böyle davranmaları gerektiğini düşünebileceklerinin önemli olup olmadığını merak edebilir. Bugün Birleşik Krallık'ta, gençlerin müstehcen içerik tüketiminin artmasıyla güçlü bir şekilde bağlantılı olarak genç kızların tamı tamına %40'ı ilişkilerinde cinsel baskı yaşıyor. Hatta sancılı ve riskli anal seks dahi kızların bundan zevk almayacağı beklentisiyle birlikte normalleştirildi.
Kadınları haklı olmayan namus beklentilerinden kurtararak özgür bırakma iddiasındaki cinsel bir devrim, cinsiyetler arasındaki oyun alanını daha adil kılmadı. Bunun yerine, kadınlar da dahil olmak üzere herkes için zararlı olan; saldırgan, görsel, samimiyetten ve duygusallıktan uzak, büyük oranda erkek standartlarına dayanan bir cinsellik anlayışı doğurdu. Bunu yaparken kendi erotik çıkarlarını sürdürmek uğruna kadınları uzun vadeli cinsel ve duygusal bağlılık adı altında her türlü sözcük dağarcığından yoksun bıraktı.
Kadın merkezli cinselliği heba etmek için sunulan acınası kadın ticareti, gençliğin güzelliğinden faydalanarak para ve güç elde etmek için bir fırsattır. Fakat çoğunluğu genç olan seks pozitif feministlerin görmezden geldikleri şey egemenliğin bu formunun kelebek ömrü kadar olduğudur.
Kadın merkezli cinselliği heba etmek için sunulan acınası kadın ticareti, gençliğin güzelliğinden faydalanarak para ve güç elde etmek için bir fırsattır. Fakat çoğunluğu genç olan seks pozitif feministlerin görmezden geldikleri şey egemenliğin bu formunun kelebek ömrü kadar olduğudur.
Twerk’çülerin, “güçlendirme” fetişistlerinin ve Teen Vogue seks pozitiflerinin elinde hiçbir şey yok. Bu tuzağı ve takası feminizm olarak pazarlamak, kadın hareketine yapılan en büyük ihanettir.
Çeviri: @yalcinkucukist
Metnin orijinali: https://unherd.com/2020/12/how-sexual-empowerment-screws-women/